KARAOVA KÖYÜ - KAROVA SÖZLÜĞÜ

Köyüm insanları sali, irecep, omar, hatıç, anşa, zalha, ıramazan, faret, şaaen irbaam, neci, maser, ısmayıl , iyip ve memet’ in dili

abarı (hayret anlamında)

aboo (şaşma hayret)

acep: acaba

acer (yeni)

acışmak (acımak)

ağ (ak) pahla: kuru fasülye

ağlanasca: zehirlenesce, ölesce

ahizer etmek: bıktırmak

alaşa: çok konuşan

alayı (hepsi)

alıcı(şahin benzeri kuş)

aragitti(oyun)

asik(eksik)

astap(elbise)

aşşa yel (aşağı yel lodos)

ayakyolu: tuvalet

ayriyeten (ayrıca)

azmak (küçük çocuklar yaramazlıgın dozunu kacırdıklarında onlara yakıstırılan söz)

baldırcan (patlıcan)

başcazını yiyesice ( başını yiyesice ölesice)

bari (keşke)

bazlama (ince ekmek)

bele (teyze çocukları, kuzen)

belek(bebenin altına bağlanan bez)

bıldır (geçen yıl)

Bııırrr(ne cok anlamında ünem)

bidene (bir tane)

bibi(hala)

bilahere: sonra

bilik (civciv)

billase (hemen,çabuk)

bişi (birşey)

bişirik (sıva,harç)

biz ( ayakkabı dikiş iğnesi)

bocca(küçük testi)

bostan (karpuz)

boz(beyasımsı gri)

böğür (yan taraf)

bulamaç (çok sulu un)

bürgü (örtü)

cabadan (yelek)

carı (acele)

cavırtı (gürültü)

cere: turşu peynir küpü)

cereme (ceza)

cıncık: cam,çanak ,çömlek kırık parçası)

cıngı (kıvılcım)

cibil( sulu tarla veya çayır)

cibilliyetsiz(soysuz)

cingil: bakraç

culuh (hindi)

cuvara (sigaranın başka bir şekilde söylenmesi)

cücük(civciv)

çabıh: çabuk

çabıt (bez parçası)

çakıldak (koyun pisliği)

çalkamaç: ayran

çarpı: ev altı çatı altı

çat ayaz: kuru soğuk

çente (çanta)

çerçi: seyyar satıcı

çıbık (çubuk)

çıdırgı: ufak çubuk ağaç parçası

çığır (karda açılan yol)

çıkı (bohça)

çıra (gaz lambası)

çitlek: ayçiçeği

çömçe: kepçe

çölmek,(çömlek)

çükelik(bir tür yağsız peynir)

çörten(yağmur suyu oluğu)

dandik (ters,aksi)

dabaz(kaşınmak)

debik (tekme)

dambaşı,(düz örtülmüş ev üstü)

dekdurmak (akıllı olmak)

deşirci : dilenci toplayıcı

deşirmek: toplamak

devramber sapı (çekirdek sapı)

deydahaorda: işte orada

dızgara (diskaro-)

dibaam (söyle bakalım)

dilbent (yemeni baş örtüsü)

dölek (ağırbaşlı, uslu)

dölek(düzgün durmak)

döşengi (mobilya kilim keçe)

dulda (gölge,kuytu)

duluh (yanak)

durumsuz: yaramaz, aksi

düğ: köftelik bulgur

eksik etek( kadın )

ellaham (”galiba, zannedersem” anlaminda kullanilan kelime.)

ellam ( galiba)

ellik: eldiven

ellik-erlik (sahur vakti)

emcek (yalancı meme)

emmi: amca

eringeç (tembel)

ermanı: söz dinlemeyen, kalleş ermeni

essahtan (gerçekten)

evrağaç (tandır başında ekmek ederken yufkayı sacın üstünde çevirmeye yarayan

fabırga (fabrika)

fayans döşemek: okey oynamak

ferik(ikinci eş bayan)

fıçı(mazot varili)

fıllanmak (dolanmak)

fırfır ( gübre makinesı)

filikli(uzun tüylü bir tür yolluk, veya namazla)

fitlemek (öğütlemek)

fomfos: bomboş

fos (boş)

gada (kurbanın olayım)

gadah(bardak)

galan: artık

gamyon :kamyon, nakliye aracı

garın ağrısı: aksi işler yapan, hoşlanılmayan kişi

geber: öl, yok ol

gebersce: ölesce, yok olasca

genneşmek (esnemek)

gaşşık,(kaşık)

gendigendine(tek başına)

gı (kız)

gırık (hovarda)

gırışmak(kendini bir şey sanmak,böbürlenmek)

gırmızı (domates)

gısmık (pinti)

gıvışlamak (kıpırdamak erimek)

gicişmek (kaşınmak)

gidi: dönek, güvenilmez,hain

gidişmek: kaşınmak

gişmek(ince ince kaşınmak)

goca: bey, erkek eş,herif

goca: yaşlı ,ihtiyar

gonşu(komşu)

gop lan (çabuk koş)

goşam: iki avuç dolusu

goya: güya

gozel: güzel, hoş

gurabe,(bir tür çörek veya bisküvi)

görelmek(şişip aymaz aymaz yatmak)

gözer(saman bugday taşıma kabı kalbur cineağer vb.)

gözlerim faam etmiyo(gözlerim iyi seçmiyor)

gözün bozarsın (gözüne perde insin)

gudümsüz (uğursuz)

gulasmaa(kulak asma aldırma)

gunnamak (doğurmak)

gübür (süprüntü)

gücün (güçlükle)

güvermek (yeşilimsi)karpuz yada ekilen birşeyin yeşermesi)

habire: durmadan, tekrar tekrar

hacet (ev aleti)

hapın kalmak(izmarit toplayacak hale gelmek)

hatıl(hayvan yem yeri)

hedaye (hediye)

hedik ( haşlanmış buğday)

helhu(kartal)

herif(koca)

herk (nadasa bırakılmak üzere yeni sürülmüş tarla)

heya (evet)

hırpadan: iyice tam yerleşmek, tam gelmek

hıtdüğüm: çözülmesi zor düğüm, kördüğüm

holluk (yumurtlayacak tavuklari kandirmak icin höllüge birakilan yumurta)

horanta (ev halkı)

hotlamak (atlamak)

hotuk(sümük)

höllük (işaret taşı, toprak kümesi)

hülübe( kurutulmuş inek pisligi ile yapılan yapı)

ıcık (biraz)

ıhı (işte)

ırgat (işçi)

ırzıgırık(namussuz)

ız (az)

içlik(iç çamaşırı)

ideşmek (ağız kavgası etmek,didişmek)

ilaan (leğen)

ilana (lahana)

ilaşı, obuyaşı (başkaları ayıplar)

ilimon (limon)

illaki (mutlaka)

imbal(ucu iğneli çftlerdeki hayvanlar için kullanılan bir tür uzun sopa)

iştaaan (işte şimdi)

karış vermek(bedduva etmek)

karnı kurtlu (fesat)

kaye( köy ağası)

kalender(efendi)

kelbe(balgam)

kele (bir ünlem kele gız diye başlayan)

kelenkesten( kertenkele)

kesme( inek tersinden yapılan yakaçak)

kesme(hayvan pisliğinden yapılmış yakaçak)

kömbe(çörek)

kölge,(gölge)

köslü (köstebek)

kulak almak(müjde)

kunde (hergün)

kuva(kova)

külle( tandır bacası)

küsküç(un veya peynir basmak için deynek)

lağlanmak(ökünmek dalga geçmek)

lalek( leylek)

lemi (öyle mi)

löküs (lüks lanba)

maarim (meğer)

mabiyin (antre)

macca etmek(hasta etmek)

mağ(bina damına atılan büyük ağaç direk)

malamat olmak (rezil olmak)

mantıcı: yemeyi çok seven, çalışmayı sevmeyen

marrooot (azarlama, ters tepki verme)

maşrafa (bardak)

mayasıl (mayasır)

mazarat (yaramaz anlamında kullanılan sözcük.

meses (ince uzun çubuk)

meymenet (biçim)

mıhtar (muhtar)

mintan (gömlek)

mındar(haram)

.mısmıl(helal)

motor (traktör)

naadar (ne kadar)

naakıt (ne zaman)

nahas (nasıl)

namazla (seccade)

nışarat ol ( ………..

neynesin,(ne yapsın)

navraksız(giyim kuşamına dikkat etmeyen)

niyannı (ne taraf)

niyniyon, (ne İş Yapıyorsun)

nörek (ne yapalım)

nörüyoñ (ne yapıyorsun)

oncaaam (o kadar)

ökünmek(öykünmek)

öönük (önlük)

örk(ağaç kazık)

ört(kapat)

Örtme(üstü kapalı yer)

örme (el dokuması ip)

ötaan (önceki gün)

öteberi (ufak defek şeyler, ihtiyaçlar)

öz(küçük ırmak dere)

pahıl(cimri)

palaz (eski minder)

patılbaş(büyük başlı)

patuz(patoz)

pendir (peynir)

peşkir: havlu

pilo(pilav)

pür( pancar yaprağı)

pürçüklü: havuç

pürüşük(buruşuk)

sadeyağ(tereyağı)

sası (kokuşmuş)

sası sası kokmak: hoş olmayan ağır koku

savak(salak)

savmak(göndermek)

satlık kız (evlilik yaşına gelmiş kız)

sedir(toprak divan)

serpenek (balkon)

sındı (makas)

sınıkçı: kırık çıkıkçı

sıracalı (hastalıklı)

sırınsı(bayatlamış)

siftah (ilk satış ilk iş)

sitil(küçük bakraç helke) domates fidesi

soğukkuyu: lastik ayakkabı

sohranmak: kendi kendine memnuniyetsizlik belirtecek şekilde söylenmek

sohu(yarma bulgur dibeği)

sumsuk (yumruk)

süraaç (kapı kiliti)

sütlü: sütlaç

şamata (gürültü)

şaplak(tokat)

şemşamer (ayçiçeği)

şikar (kıymetli)

şimdik (şimdi)

şimşir (parlak -tahta kaşık)

şişek (1 yaşındaki erkek koyun)

şo(öteki)

şilo(pilav)

taha( kümes hayvanları yumurtlama yeri)

tandır( çukur ekmek pişirme yeri)

temek( ahır tersi)

tepik: küçük yufka

terek(basit mutfak dolabı)

teşt (madeni leğen)

tevir (çeşit, şekil, tür, cins)

tezikmek( hızlı koşmak)

tığsırık (aksırık)

tıkaç ( havuz giderini kapama yeri)

tıngır( aleminyum leğen)

tuvallah,(yuvarlak veya bir tür etsiz köfte)

tohlu( 1yaşındaki koyun)

toparlak (yuvarlak)

türemiyesice(çoğalmayasıca)

tüymek (kaçmak)

uğrunda (önünde)

tükel(tamamen)

urba(elbise)

usulcam (yavaşça)

uymak (sataşmak)

üleş(leş)

üzlük: küçük çömlek

vanılamak (bağırmak)

vavgun( remörk, vagon)

viliyy ( şaşkanlık ifadesi belirtmek için)

yadırgı (yabancı)

yağlık: mendil

yağnım ağrıyo (sırtı arımak)

yangılı (ters anlamak)

yarpız,(yarpuz)

yaşı gareliyesice (ölesice)

yeter(tamam)

yeygilik( kışlık yiyecek)

yolsuz(parasız)

yordam (yöntem)

yu (yıka)

yuha: ekmek

yumuş (buyruk)

yunmak (yıkanmak)

yürek bağı(dostluk arkadaşlık

yüz numara ( wc hela)

yüzün goylu: yüzüstü

zaar (zahir in kabaca söylenmiş hali)

zabaanan (sabahleyin)

zavar: hayvan yemi

zara(bugday ve arpa gibi ürünlerin genel adı)

zerdeli: kayısı

zıllamak (caymak)

zırnak deliği( yıkanılan yerin gider borusu)

zibidi (kılıksız)

zibil (istemediğin kada)

zikke (ucu sivri demir)

zürriyetsiz( çoçuğu olmayan erkek)

KATKILARINDAN DOLAYI TANJU ALBAYRAK ve LÜTFİ ERGEZER’e TEŞEKÜRLER